Organ nakli ya da organ transplantasyonu organ donörü tarafından verilen sağlam organ parçası ya da tamamının alıcının hasarlı veya çalışmayan organı yerine koymak amacıyla bir vücuttan diğerine nakledilmesidir. Organ donörü yaşayan kişi veya kadavra olabilir.
Organ nakli fikrine, çok eski devirlerden beri rastlanmaktadır. Hindistan'da eski devirlerde suçluların burunları kesilirdi. Hint cerrahlar, kesik burunları tamir etmekte büyük ustalık kazanmışlardı. Hastanın kolundan ince bir deri ve derialtı yağ dokusu parçası kaldırılarak buruna tutturulur ve deri parçası, yüzdeki kan deveranı ile ahenk temin ettiğinde, kolla bağlantısı kesilirdi. On sekizinci yüzyılda bir İtalyan cerrah olan Baronio, dikkatle yapılacak olan bir ameliyat sonucunda bir hastanın vücudundan alınan deri parçalarının aynı insana nakledilebileceğini söylemiştir.
Organ nakli konusunda çalışmalarını sürdüren bilim adamları, önce hayvandan hayvana daha sonra da insandan insana organ nakillerini denemişlerdir. Böbrek naklini 1956 senesinde Dr. Muray ve arkadaşları başarı ile gerçekleştirmişlerdir. Canlı organizmalarda hastalıklar veya yaralanmalar sonucunda ortaya çıkan hasarları tamir edebilme kabiliyeti vardır. Bu durum, insanlarda oldukça sınırlıdır. Hasar görmüş veya görevini yapamayacak hale gelmiş dokuları ve organları yenileme çalışmaları insanoğlunu devamlı meşgul etmiş ve böylece insandan insana organ nakline başvurulduğu gibi, bazen de sun'i maddeler ve cihazlar kullanılması yoluna gidilmiştir.
Bir dokunun aynı kişinin bir bölgesinden alınıp başka bir bölgesine nakledilmesidir. Bazen bu fazlalık olan doku, rejenere olabilen doku ya da bir başka bölgede daha çok gerekli olan doku ile yapılabilir (örneğin deri greftleri, by pass için toplardamar çıkarılması). Bazen de bu dokuyu alıp kişiyi veya dokuyu tedavi ettikten sonra geri yerine konulması şeklinde olabilir. (örneğin: kök hücre otogrefti ve kan alıp ameliyat için saklamak).
Allogreft genetik olarak aynı kimliğe sahip olmayan aynı türe ait iki canlı arasında yapılan doku veya organ nakilleridir.Çoğu insan dokusu ve organ nakilleri allogrefttir.
Allogreftlerin bir alt grubu olup genetik olarak aynı kimliğe sahip verici ve alıcı arasında yapılan organ ve doku nakilleridir (ikizler arasında). İzogreftler diğer nakil şekillerinden farklıdır çünkü allogreftlerle anatomik olarak aynı olsalar da alıcının immün cevabı açısından otogreftlere daha yakın özelliktedir.
Organ ya da dokunun, bir türden başka bir türe nakledilmesidir. Örnek olarak; gayet başarılı bir nakil olan, domuzdan insana kalp kapakçığı nakli; babun maymunundan insana kalp nakli (başarısız oldu) verilebilir.
Bazen kadavradan alınan bir organ (özellikle karaciğer) iki alıcıya paylaştırılır;bu da genellikle bir yetişkin ve bir çocuktur.Tüm organın nakledilmesine göre alıcılar için daha az faydalı olduğu için bu şekil pek tercih edilmez.
Bu operasyon her iki akciğerin de değişmesi gereken (genellikle kistik fibroz durumunda) hallerde uygulanır ve akciğerler ile kalbin blok halinde değiştirilmesinin teknik olarak daha kolay olduğu için tercih edilir. Bu arada alıcının kendi kalbi genellikle sağlam olduğu için bu da başka bir alıcıya takılır.
İnsanlar arasında başarılı allotransplantların görece uzun bir tarihi vardır ki;henüz operasyon sonrası hastanın hayatta kalabilmesi için gerekli olan teknikler ortaya henüz çıkmamış iken operasyon teknikleri mevcuttu. Transplant reddi ve reddi önlemenin yan etkileri, (genellikle enfeksiyon ve nefropati) eskiden ve halen en önemli anahtar problemi oluşturmaktadır.
Çok eski çağlardaki birkaç örnekten sonra görülen erken nakiller deri nakli ile başlar.İlk ciddi olgu burnun yeniden düzenlenmesi olan rinoplastinin Hint bir cerrah olan Sushruta tarafından milattan önce ikinci yüzyılda otogreft tekniği ile yaptığı cilt transplantasyonudur. Bu girişimlerin sonucunun başaraılı yahut da başarısız olduğu ise kayıtlı değildir.Yüzyıllar sonra İtalyan Cerrah Gaspare Tagliacozzi başarılı cilt otogreftleri gerçekleştirdi. Ancak allogreftlerde başarısız oldu ve bu şekilde organ reddi mekanizması konusunda tartışmaları başlatmış oldu.
İlk başarılı allogreft nakli 1837 de bir ceylan üzerinde yapıldı; insandaki ilk başarılı kornea nakli ise Eduard Zirm tarafından Avusturyada 1905 yılında yapılmıştır. 1900'lerin başında Fransız cerrah Alexis Carrel ve Charles Guthrienin arter ve ven nakli çalışmalarını geliştirmesi ile nakillerin cerrahi teknikleri daha da gelişmiş oldu. Onların bu yetenekli anastomosis operasyonları, yeni sütur teknikleri transplantasyon cerrahisinin gelişmesine büyük katkıda bulundu ve Carrel'a 1912 yılında Nobel Tıp veya Fizyoloji Ödülü kazandırdı. 1902 yılından itibaren Carrel köpekler üzerinde nakil deneyleri yaptı. Böbrek, kalp ve dalak nakillerinde cerrahi başarı sağlamış olsa da onyıllarca aşılmaz bir engel olarak kalan organ reddi konusunda ilk çaresiz kalanlardan biriydi.
Cilt nakli konusunda en büyük adımlar I. Dünya Savaşı sırasında Harold Gillies'in Aldershot'da yapmış olduğu çalışmalarla atıldı.
Yaşayan donörlerde, donör canlı olarak kalır ve kendini yenileyebilen bir doku,hücre veya vücut sıvısı bağışlar (örneğin kan,deri);ya da kendini yenileyen veya kalan kısmın yükü çekebileceği bir organı veya bir organının bir parçasını bağışlar(tek böbrek nakli, karaciğerin bir parçasının nakli,ince bağırsak ya da pankreas). Kadavra ise beyin ölümü gerçekleşmiş ve organları nakile kadar ventilatör ve diğer mekanik mekanizmalar ile canlı tutulan donörlerdir.
Bu tür bağışlarda insanlar duygusal bağı olan arkadaş veya aile üyelerine organlarını bağışlarlar. Operasyonun riskli olması ise bağışçının ihtiyaç sahibini kaybetme korkusu veya bekleme sırasında iken çektiği acıları daha fazla görmek istememesi yanında çok önemli bir mevzu değildir.
"Çiftli değişimde" iki donör başka bir çift alıcı ile eşleştirilir. Mesela evli iki çiftten her birinde birer böbrek hastası varsa, iki sağlıklı eş de organlarını kocalarına/karılarına vermek istedikleri halde biyolojik uyum sorunu yüzünden veremiyorlarsa, sağlıklı eşler organlarını diğer çiftin hastasına verir. Bu sayede iki hasta da yeni bir organa kavuşmuş olur. Tabii ki bu işlen için çiftlerde gerekli kişilerde biyolojik uyum olması şarttır. Ameliyatlar, bir çiftin organı alıp hastaya bağış yapmadan gitmemesi için ameliyatları yakın zamanlarda gerçekleştirmeye çalışırlar ve hastaların kimlikleri ameliyat sonrasına kadar diğer çiftten gizli tutulur.
<center>Değişik kıta/bölge ve ülkelerde organ nakillleri yıl 2000 ( Türkiye 2004)
Böbrek (pmp*) | Karaciğer (pmp) | Kalp (pmp) | |
ABD | 52 | 19 | 8 |
Avrupa | 27 | 10 | 4 |
Türkiye | 13 | 3,5 | 1 |
Asya | 3 | 0.3 | 0.03 |
Latin Amerika | 13 | 1.6 | 0.5 |
Source: https://web.archive.org/web/20041109083819/http://www.transplantation-soc.org/globalalliance.php#6a
</center>Orijinal kaynak: organ nakli. Creative Commons Atıf-BenzerPaylaşım Lisansı ile paylaşılmıştır.
Recipient of world's first penis transplant has new organ removed Yahoo News, 2006-09-19 ↩
Ne Demek sitesindeki bilgiler kullanıcılar vasıtasıyla veya otomatik oluşturulmuştur. Buradaki bilgilerin doğru olduğu garanti edilmez. Düzeltilmesi gereken bilgi olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçiniz. Her türlü görüş, destek ve önerileriniz için iletisim@nedemek.page